He was not an abolitionist.
- O, köleliğin kaldırılmasından yana biri değildi.
The abolition of slavery in Europe eventually reached America.
- Avrupa'da köleliğin kaldırılması, sonunda Amerika'ya ulaştı.
We removed the old furniture.
- Eski mobilyayı kaldırdık.
She removed the papers from the desk.
- Kağıtları masadan kaldırdı.
We removed the old furniture.
- Eski mobilyayı kaldırdık.
First, remove the burrs.
- Önce çapakları kaldırın.
The policeman lifted the box carefully.
- Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
I forgot to lift the receiver before dialing the number.
- Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.
He hurt his arm lifting so much weight.
- Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
Tom is lifting weights.
- Tom ağırlık kaldırıyor.