There's a hair in my soup.
 - Çorbamda bir kıl var.
I think hairiness is a symbol of masculinity, so I really like it.
 - Kıllılığın erkekliğin bir sembolü olduğunu düşünüyorum, bu yüzden gerçekten seviyorum.
Where are the clean pillowcases?
 - Temiz yastık kılıfları nerede?
Dan strangled Linda with a pillow case.
 - Dan, Linda'yı yastık kılıfıyla boğdu.
Fiber-optic cables are made up of tiny glass fibers which are as thin as human hairs.
 - Fiber-optik kablolar insan kılları kadar ince minik cam elyafından oluşur.
Tom has really hairy arms.
 - Tom'un gerçekten kıllı kolları var.
He has a hairy chest.
 - Onun kıllı bir göğsü var.