kühlschrank

listen to the pronunciation of kühlschrank
ألمانية - التركية
e r. 'kü: lşrank soğutucu, buzdolabı
e {'kü: lşrank} r soğutucu, buzdolabı
[der] buzdolabı
buz dolabı
soğutuculu
buzdolap
mini-kühlschrank
mini buzdolabı
الإنجليزية - التركية

تعريف kühlschrank في الإنجليزية التركية القاموس.

freezer
buzluk
fridge
{i} buzdolabı

Buzdolabında et kalmadı. - There is no meat left in the fridge.

Buzdolabımız bozuldu. - Our fridge is broken.

fridge
(isim) buzdolabı
fridge
buzdolap
fridge
i., k.dili. buzdolabı
freezer
soğutucu
icebox
buz kutusu
freezer
{i} dipfriz; (buzdolabının içindeki) buzluk
freezer
{i} buzdolabı

Fadıl'ın başı bir buzdolabında bulundu. - Fadil's head was found in a freezer.

Tom buzdolabını açtı ve dondurmayı çıkardı. - Tom opened the freezer and got out the ice cream.

freezer
dondurma makinası
freezer
{i} derin dondurucu

Derin dondurucuda dondurma var. - There's ice cream in the freezer.

Buz küpü tepsilerini doldurur musun ve derin dondurucuya koyar mısın? - Could you fill up the ice cube trays and put them in the freezer?

freezer
{i} dondurucu

Tom dondurmayı dondurucuya koydu. - Tom put the ice cream in the freezer.

Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi. - Tom finished off the ice cream that was in the freezer.

freezer
yemekleri dondurarak uzun bir süre muhafaza eden dolap
fridge
dili buzdolabu
icebox
buzdolabı/buz kutu