التركية - الإنجليزية
تعريف kåbus في التركية الإنجليزية القاموس.
- kâbus
- nightmare
Driving through that snowstorm was a nightmare.
-O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
It must be a nightmare to clean this place.
-Bu yeri temizlemek bir kâbus olmalı.
- kabus
- nightmare
Maybe it was just a nightmare.
-Belki bu sadece bir kabustu.
Nightmares are scary.
-Kabuslar korkutucudur.
- kâbus
- nightmare karabasan
- kâbus
- incubus
- kâbus görmek
- Have a nightmare
- kabus görmek
- have a nightmare
- kabus senaryosu
- nightmare scenario
- kâbus basmak/çökmek
- to have a nightmare
- kâbus gibi
- nightmarish
- kâbus gibi şey
- incubus
- kâbus
- chimera
- kâbus
- ıncubus
- Kabus
- (Tıp) oneirodynia
- kabus
- chimera
- siyasi kabus
- (Politika, Siyaset) political nightmare
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف kåbus في التركية التركية القاموس.
- KABUS
- (Osmanlı Dönemi) Uykuda ağırlık basması. Korkulu ve insanda hareket bırakmayan rüya. Karabasan
- kabus
- Karabasan
- kabus
- Acı, sıkıntı, korku veren
- kabus
- Karabasan: "Kâbus ile rüya arasındaki farkı bilirim."- Ö. Seyfettin
- Kâbus
- (Osmanlı Dönemi) İSTENBE
المصطلحات ذات الصلة
kåbus
Resimler
السابق
المفضلات