Sen dahil olmak zorundasın.
- You have to get involved.
Tom dahil olmaktan korkuyor.
- Tom is afraid to get involved.
where interpersonal relationships are involved - ...kişilerarası ilişkiler işin içine girdiğinde.
Rüşvet içermeyen bir seçenek olduğuna eminim.
- I'm sure there's an option that doesn't involve a bribe.
Ebeveynlik totaliterliği içerir.
- Parenthood involves totalitarianism.
O cinayet davasına karışmış gibi görünüyor.
- She seems to be involved in that murder case.
Tom'un olanlara karışmış olabileceğini düşünüyorum.
- I think Tom might be involved in what happened.
Seni karıştırmak istemedim.
- I didn't mean to involve you.
Üzgünüm, Tom, seni karıştırmak istemedim.
- Sorry, Tom, I didn't want to get you involved.
... various other techniques involving wavelengths. ...
... involving free speech. ...