insgeheim

listen to the pronunciation of insgeheim
ألمانية - التركية
gizlice
insgı'haym gizlice
{insgı'haym} gizlice
الإنجليزية - التركية

تعريف insgeheim في الإنجليزية التركية القاموس.

secretly
gizlice

O, gizlice bahçeye girdi. - He entered the garden secretly.

O, bana fotoğrafını gizlice gösterdi. - He secretly showed me her photo.

secretly
içten içe

Tom Mary'ye içten içe âşık. - Tom is secretly in love with Mary.

Başka birinin karısına içten içe âşık oldum. - I'm secretly in love with someone else's wife.

secretly
gizliden gizliye
in secret
gizlice

Tom ve Mary gizlice evlendiler. - Tom and Mary married in secret.

Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti. - Aliens controlled Earth's progress in secret.

in secret
gizlilik içinde
secretly
yaşırınca
in secret
el altından
in secret
gizli bir yerde
in secret
gizli olarak

Sami ve Leyla gizli olarak buluşmaya başladılar. - Sami and Layla started meeting in secret.

privily
gizlice
privily
özel olarak
secretly
gizli

O, bana fotoğrafını gizlice gösterdi. - He secretly showed me her photo.

Sanırım Tom ve Mary gizlice evlendiler. - I think Tom and Mary are secretly married.

secretly
el altından
secretly
gizli olarak
ألمانية - الإنجليزية
secretly
at the back of your mind
in secret
privily
sich (insgeheim) freuen (über)
to chuckle (at; over)