O, ilk önce atı beğenmedi.
- She didn't like the horse at first.
Tom'dan ilk önce nefret ettim.
- I hated Tom at first.
İlk olarak, her şey zor görünüyordu.
- At first, everything seemed difficult.
O, ilk olarak ondan hoşlanmadı.
- She didn't like him at first.
İlk önce kimse bana inanmıyordu.
- No one believed me at first.
O, ilk önce atı beğenmedi.
- She didn't like the horse at first.
Videonun başında birkaç feragatname vardı.
- There were multiple disclaimers at the start of the video.
Ben tatillerin başında senin evine geleceğim.
- I'll come over to your place at the start of the holidays.
İlk zamanlar şüpheciydim.
- I was skeptical at first.
Tom ilk zamanlar Mary'ye inanmıyordu.
- Tom didn't believe Mary at first.
Başlangıçta hatalarım hakkında endişeliydim.
- I was worried about my mistakes at first.
Başlangıçta, onun senin erkek kardeşin olduğunu sandım.
- At first, I thought he was your brother.