increasing for

listen to the pronunciation of increasing for
الإنجليزية - التركية

تعريف increasing for في الإنجليزية التركية القاموس.

increasing
{s} çoğalan
increasing
artan

Leyla'nın giderek artan orandaki garip davranışları onun anne ve babasını çok endişelendiriyordu. - Layla's increasingly odd behavior worried her parents a lot.

Artan bir şekilde yardımına ihtiyacım var. - I increasingly need your help.

increasing
artırıcı
increasing
yükseltme
increasing
artağan
increasing
(Kimya) artma

Yurt dışına çıkan Japon sayısı yıldan yıla artmaktadır. - The number of Japanese going overseas has been increasing year by year.

Cinayetlerin sayısı Japonya gibi bir ülkede bile artmaktadır. - The number of murders is increasing even in a country like Japan.

increasing
{i} artış
increasing
{f} art

Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır. - The number of students going abroad to study is increasing each year.

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

increasing
artarak
increasing
{i} artırma

Ne yazık ki kavşaklardaki trafik sinyallerinin sayısını artırmak trafik kazalarının sayısın azaltmaya yardımcı olmadı. - Unfortunately, increasing the number of traffic signals at intersections didn't help decrease the number of traffic accidents.

increasing
(isim) artırma
increasing
(sıfat) çoğalan
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف increasing for في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

increasing
present participle of increase
increasing
{i} enlarging, expanding, growing
increasing
{s} becoming greater, expanding, growing
increasing
becoming greater or larger; "increasing prices"
increasing for

    الواصلة

    in·creas·ing for

    التركية النطق

    înkrisîng fôr

    النطق

    /ənˈkrēsəɴɢ ˈfôr/ /ɪnˈkriːsɪŋ ˈfɔːr/
المفضلات