Açıkçası, o suçlanacak.
- Obviously, he is to blame.
Mantık açıkça senin güçlü noktandır.
- Logic is obviously your strong point.
Elemanımızın az olduğu apaçık.
- We're obviously short-handed.
Sosyal hizmetleri aramak zorunda kaldık. Bu apaçık bir çocuk ihmali olayıydı.
- We had to call in social services. This was obviously a case of child neglect.
Açıkçası , o, o tür bir insan değil.
- Obviously, he's not that kind of person.
Tom açıkçası olanlar tarafından harap edildi.
- Tom was obviously devastated by what happened.
Belli ki işinde çok iyisin.
- You're obviously very good at your job.
Belli ki bir şey hakkında üzgünsün.
- You're obviously upset about something.
Tom yardım etmek istiyor ama besbelli edemiyor.
- Tom wants to help, but obviously can't.
Tom besbelli ki benimle özel olarak konuşmak istedi.
- Tom obviously wanted to talk to me privately.
Hatalar açık olarak yapıldı.
- Mistakes have obviously been made.