Tom kendini kötü bir şekilde yaktı.
- Tom burned himself badly.
O kötü bir şekilde yaralandı.
- He was badly wounded.
Seni şiddetle özleyeceğiz.
- We will miss you badly.
Bunu ne kadar şiddetle istiyorsun?
- How badly do you want it?
Ekmek çok yumuşak olduğu için zor kesiliyor.
- The bread is cutting badly because it's very soft.
Bizim çok fazla yiyeceğe ihtiyacımız var.
- We are badly in need of food.
Tom ağır yaralanabilirdi.
- Tom could've been badly hurt.
Onun çantası ağır hasar gördü.
- His bag was badly damaged.
O bir atılımı gerçekleştirmek için yeteneğini berbat bir şekilde abarttı.
- He badly exaggerated his ability to achieve a breakthrough.
Mary berbat bir şekilde hayal kırıklığına uğratıldı.
- Mary has been badly let down.
Biz ona çok kötü davranırsak, haksızlık olur.
- It would be unfair if we treated him so badly.
Ben onun bir otomobil kazasında kötü yaralandığını duyunca çok şaşırdım.
- I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.
O, fena halde azarlanmış görünüyor.
- It seems that he was badly scolded.
Fena halde suya ihtiyacımız var.
- We are badly in want of water.
O, fena halde azarlanmış görünüyor.
- It seems that he was badly scolded.
O, fena halde yeni bir elbise istiyor.
- She wants a new dress badly.
Berbat bir şekilde yanmış pilot hâlâ pilot kabinindeydi.
- The badly burnt pilot was still in the cockpit.
Mary berbat bir şekilde hayal kırıklığına uğratıldı.
- Mary has been badly let down.