تعريف ilanı في التركية الإنجليزية القاموس.
- ilan
- notice
Tom posted the notice on the wall.
- Tom duvara ilan yapıştırdı.
- ilan
- announcement
We will post the announcement in all the staff lounges.
- Biz tüm personel salonlarında duyuru ilan edeceğiz.
He put an announcement in the newspaper.
- Gazeteye bir ilan verdi.
- ilanı aşk
- declaration of love
- ilanı aşk etmek
- to declare one's love (to)
- ilan
- ad
- eleman ilanı
- (Ticaret) classifieds
- ilan
- (Ticaret) posting
You need to stop posting private photos on Facebook.
- Facebook'ta özel fotograflar ilan etmeyi durdurmalısın.
- ilan
- show card
- ilan
- proclaim
Iran proclaimed war against the US.
- İran ABD'ye karşı savaş ilan etti.
The Constitution was proclaimed during the dictatorship.
- Anayasa, diktatörlük sırasında ilan edildi.
- ilan
- announce
He announced his engagement to her.
- O, nişanını ona ilan etti.
They just announced that on the radio.
- Az önce onu radyoda ilan ettiler.
- ilan
- avow
- ilan
- enunciate
- ilan
- (Kanun) bannus
- proje bilgi ilanı
- (Bilgisayar,Teknik) request for information
- proje öneri ilanı
- (Bilgisayar,Teknik) request for proposal
- ilan
- promulgation
- ilan
- (Hukuk) publicity
- ilan
- insert
- ilan
- pronouncement
- ilan
- bill
- ilan
- advertisement
I am impressed by your recent advertisement in the New York Times.
- New York Times'daki son ilanınızdan etkilendim.
Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone.
- İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor.
- ilan
- divulgence
- ilan
- annunciation
- ilan
- advert
I advertised my house in the newspaper.
- Gazetede evimin ilanını verdim.
They advertised a house for sale.
- Onlar satılık bir ev ilanı verdiler.
- ilan
- enunciation
- ilan
- proclamation
- duvar ilanı
- poster
- ilan
- bulletin
The names of the students who failed in the examination were posted on the bulletin board.
- Sınavda başarısız olan öğrencilerin isimleri bülten tahtasında ilan edildi.
- iş ilanı
- (Endüstri) job ad
- iş. ilanı
- work. advertisement
- bağımsızlık ilanı
- (Hukuk) declaration of independence
- duvar ilanı
- (Ticaret) showbill
- el ilanı
- fly sheet
- el ilanı
- pamphlet
- el ilanı
- handbill
- el ilanı
- leaflet
- el ilanı
- dodger
- el ilanı
- throwaway
- evlenme ilanı
- (Kanun) banns of matrimony
- evlenme ilanı
- (Kanun) banns of marriage
- evlenme ilânı
- banns
- evlilik ilanı
- banns
- fesih ilanı
- (Ticaret) notification of termination
- gazete ilanı
- newspaper advertisement
- harp ilanı
- (Hukuk) declaration of war
- iflas ilanı
- declaration of bankruptcy
- ilan
- showing, manifestation
- ilan
- advertising, advertisement
- ilan
- notice, announcement; declaration, proclamation; advertisement, advert, ad, bill, placard
- ilan
- advertising
They are advertising for a cook.
- Onlar ilanla bir aşçı arıyorlar.
- ilan
- announcing, proclaiming, declaring, declaration, promulgation
- ilan
- publication
No publication date was announced.
- Yayın tarihi ilan edilmedi.
- ilan
- (written) advertisement, public notice
- ilan
- insertion
- ilan
- notice, notification
- ilan
- declassification
- ilan
- blurb
- ilan
- {i} declaration
Is this a declaration of war?
- Bu bir savaş ilanı mı?
How beautiful a declaration of love!
- Ne kadar da güzel bir aşk ilanı!
- ilân
- avow
- ilân
- announce
They just announced that on the radio.
- Az önce onu radyoda ilan ettiler.
He announced his engagement to her.
- O, nişanını ona ilan etti.
- iş ilanı
- want ad
- kitap satışı el ilanı
- (Bilgisayar) book sale flyer
- savaş ilanı
- declaration of war
- seferberlik ilanı
- (Politika, Siyaset) declaration of mobilization
- sıkıyönetim ilânı
- proclamation of martial law
- teklif ilanı
- (Ticaret) advertisement for bids
- ölüm ilanı
- obituary (notice)
- ölüm ilanı
- notice of death
- ölüm ilanı
- death announcement
- ölüm ilânı
- obituary
Tom Jackson's obituary said that he was born in Boston.
- Tom Jackson'un ölüm ilanı Onun Boston'da doğduğunu söylüyordu.
- ölüm ilânı
- obituary notice