تعريف i̇tiraf في التركية الإنجليزية القاموس.
- itiraf
- (Hukuk) admission
His admission that he had stolen the money astonished his family.
- Onun parayı çaldığını itirafı ailesini şaşkına çevirdi.
He made an admission that he had lied.
- O, yalan söylediğini itiraf etti.
- itiraf
- confession
Tom has signed a confession.
- Tom bir itiraf imzaladı.
You shouldn't have signed a confession.
- Bir itiraf imzalamamalıydın.
- itiraf etmek
- admit
That wasn't so hard to admit, was it?
- İtiraf etmek o kadar zor değildi, değil mi?
It takes a lot of courage to admit that you're wrong.
- Hatalı olduğunu itiraf etmek çok cesaret ister.
- itiraf etmek
- confess
Tom felt he had no other choice than to confess to police.
- Tom polise itiraf etmekten başka bir seçeneği olmadığını hissetti.
She was forced to confess.
- O, itiraf etmek için zorlandı.
- itiraf
- acknowledge
Tom acknowledged that he was hoping to become the new class president.
- Tom yeni sınıf başkanı olmayı umduğunu itiraf etti.
- itiraf
- admit
Tom admitted to killing Mary.
- Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
Tom admitted that he had stolen Mary's money.
- Tom, Mary'nin parasını çaldığını itiraf etti.
- itiraf
- cognizance
- itiraf
- cognisance
- itiraf
- avow
- itiraf
- avowal
- itiraf etmek
- own
- itiraf
- give
The suspect was given the third degree until he confessed his crime.
- Şüpheli suçunu itiraf edene kadar üçüncü dereceden suçlu sayıldı.
Mary confessed that she had given Tom her phone number.
- Mary telefon numarasını Tom'a verdiğini itiraf etti.
- itiraf edildiği gibi
- admittedly
- itiraf etme
- avow
- itiraf etme
- (Kanun) acknowledgement
- itiraf etmek
- concede
- itiraf etmek
- grant
- itiraf etmek
- disbosom
- itiraf ettirmek
- extract
- itiraf etmek
- allow
- itiraf
- profession
- itiraf
- avawal
- itiraf
- confesses
Whip him until he confesses.
- İtiraf edene kadar onu kırbaçlayın.
- itiraf
- guilty plea
- itiraf edilmiş bir suç yarı ıslah edilmiş demektir
- (Atasözü) A fault confessed is half-redressed
- itiraflar
- confession
- açıkça itiraf eden
- self confessed
- açıkça itiraf etmek
- to make no bones of it
- cürümünü itiraf etmek
- to plead guilty
- hatasını itiraf etmek
- eat humble pie
- her şeyi itiraf etmek
- to make a clean breast of
- itiraf
- allowance
- itiraf
- concession
- itiraf edelim ki
- let it be admitted that
- itiraf eden
- self confessed
- itiraf edildiği gibi
- confessedly
- itiraf edilebilir bir şekilde
- avowably
- itiraf edilemez bir şekilde
- incontestably
- itiraf edilen
- confessed
A sin confessed is half forgiven.
- İtiraf edilen bir günah yarı yarıya bağışlanır.
- itiraf edilmiş
- professed
- itiraf etmek
- recognize
- itiraf etmek
- profess
- itiraf etmek
- to confess, admit, acknowledge
- itiraf etmek
- beg
- itiraf etmek
- own up
- itiraf etmek
- avow
- itiraf etmek
- avouch
- itiraf etmek
- unburden
- itiraf etmek
- avow oneself
- itiraf etmek
- acknowledge
- itiraf etmek
- unbosom
- itiraf etmek
- to confess, to admit, to avow, to concede
- itiraf ettiği gibi
- professedly
- itiraf ile ilgili
- confessional
- suçunu itiraf etmek
- to come clean
- suçunu itiraf etmek
- stand in a white sheet
- yanıldığını itiraf etmek
- eat humble pie
- ölüm döşeğinde yapılan itiraf
- dying confession