i̇şgali̇

listen to the pronunciation of i̇şgali̇
التركية - الإنجليزية

تعريف i̇şgali̇ في التركية الإنجليزية القاموس.

işgal
(Hukuk) occupation

Kemal Tahir narrates the occupation days of Istanbul in 1920s in his book named The People Of The Slave City. - Kemal Tahir Esir Şehrin İnsanları isimli kitabında İstanbul'un 1920'li yıllardaki işgal günlerini anlatır.

Gaziantep was freed from the French occupation in 1921. - Gaziantep, 1921'de Fransız işgalinden kurtarıldı.

işgal
(Askeri) invasion

France and Britain joined the invasion. - Fransa ve İngiltere işgale katıldı.

History books write that after the Mongol invasion of Baghdad, many books were thrown into the Tigris River and therefore the colour of the river turned blue with the ink of books. - Tarih kitapları Moğolların Bağdat'ı işgalinden sonra birçok kitabın Dicle Nehri'ne atıldığını ve bu yüzden nehrin renginin kitapların mürekkebiyle maviye döndüğünü yazıyor.

işgal
occupancy
işgal
(Ticaret) taking
işgal
(Ticaret) engrossment
işgal
occupation, possession; distraction, obstruction
işgal
invaded

England was invaded by the Danes. - İngiltere Danimarkalılar tarafından işgal edildi.

Hitler invaded Poland in 1939. - Hitler Polonya'yı 1939'da işgal etti.

fuzuli işgali men davası
(Latin) actio prohibitoria
gayrimenkul işgali
unlawful entry
işgal
occupation, holding by force
işgal
occupying, taking up (space)
işgal
keeping (someone) busy
işgal
distraction, diverting from work
işgal
{s} occupational
mekan işgali
(Ticaret) space occupancy
التركية - التركية

تعريف i̇şgali̇ في التركية التركية القاموس.

işgal
Bir kimseyi işten alıkoyma, engelleme, oyalama
işgal
Bir yeri ele geçirme: "Çuhahane bir kumaş fabrikasıydı, İstanbul'un işgali sırasında İngilizler yaktılar."- B. Felek
işgal
İşten alıkoyma, engelleme, oyalama
işgal
Bir yeri ele geçirme
işgal
Uğraştırma
İŞGAL
(Osmanlı Dönemi) Zabtetme, istilâ etme
İŞGAL
(Osmanlı Dönemi) Birisini işten alıkoyma, başka şeyle meşgul etme, oyalama, uğraştırıp kendi işine mâni olma