hwy

listen to the pronunciation of hwy
الإنجليزية - التركية
(Kısaltma) otoyol
highway
{i} otoyol

Bu otoyol bize çok zaman kazandırır. - This highway saves us a lot of time.

Avusturya'da otoyolu kullanmak için para ödemek zorundasın. - In Austria, you have to pay to use the highway.

highway
{i} otoban

Otobanda bir enkaz vardı. - There was a wreck on the highway.

Yeni otobanda araba sürmekten zevk aldım. - I enjoyed driving on the new highway.

highway
ana yol

Ana yollar banliyölerin büyümesine katkıda bulunacaktır. - The construction of a highway will contribute to the growth of the suburbs.

Ana yoldan ayrıldıklarından beri, başka bir arabayla karşılaşmadılar. - Since they left the national highway, they hadn't come across another car.

highway
(Askeri) KARAYOLLARI

Bu ülkedeki karayolları mükemmel. - The highways in this country are excellent.

Fransa'da çok iyi karayolları var. - In France there are very good highways.

highway
highwayman eşkıya
highway
ana cadde
highway
şose
highway
karayolu

Karayolunda oynamaya gidin, çocuklar! - Go play on the highway, kids!

Karayolu üzerinde bir trafik sıkışıklığı var. - There is a traffic jam on the highway.

highway
{i} ekspres yol
highway
{i} anayol
الإنجليزية - الإنجليزية
highway