Tom will be a janitor.
- Tom bir hizmetli olacak.
Tom asked the janitor to open the door to the auditorium.
- Tom hizmetliden konferans salonuna giden kapıyı açmasını istedi.
In the United States, 20 million new jobs have been created during the past two decades, most of them in the service sector.
- Amerika Birleşik Devletlerinde, geçtiğimiz yirmi yıl boyunca 20 milyon yeni iş yaratılmıştır, onların çoğu hizmet sektöründedir.
Bank services are getting more and more expensive.
- Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.
The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
- Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
We're waiting to be served.
- Biz hizmet edilmeyi bekliyoruz.
We were waiting on him for ten minutes.
- On dakikadır ona hizmet ediyorduk.
The postal service in this country isn't fast.
- Bu ülkede posta hizmeti hızlı değildir.
Is there postal service on Sunday?
- Pazar günü posta hizmeti var mı?
Postal services are a government monopoly.
- Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
Bank services are getting more and more expensive.
- Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.
Why on earth did you take him to the station?
- Hangi akla hizmet onu istasyona götürdün?
After some freight cars were derailed, services were suspended on the Chuo Line.
- Bazı yük vagonları raydan çıktıktan sonra, hizmetler Chuo Hattı üzerinde askıya alındı.
The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
- Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
My brother wanted to join the army but because of a heart condition he was judged unfit to serve.
- Kardeşim orduya katılmak istedi ama bir kalp rahatsızlığı nedeniyle hizmet etmek için uygun olmadığına karar verildi.
He works at the welfare office.
- O, sosyal hizmetler müdürlüğünde çalışıyor.
The mission remains to serve others.
- Misyon başkalarına hizmet vermeye devam etmektedir.