O bir sineğe bile zarar veremez.
- She can't even harm a fly.
Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
- There may be a killer who looks harmless in any social network.
Tom suçlamayı reddetti.
- Tom has denied the charge.
Suçlamaları ispat edemediler.
- They could not prove their charges.
Cep telefonumu şarj etmeliyim.
- I need to charge my cellphone.
Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım.
- I have to charge the battery of my car.
Asla sana herhangi bir zarar vermek istemedim.
- I never meant you any harm.
Tom'un niyeti zarar vermek değildi.
- Tom didn't mean any harm.
Tom'u incitmek isteyecek birinin farkında mısın?
- Are you aware of anyone who would want to harm Tom?
Seni asla incitmek istemedim.
- I never wanted to harm you.
Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.
O bir sineğe bile zarar veremez.
- She can't even harm a fly.
Arabamın bataryasını şarj etmek zorundayım.
- I have to charge the battery of my car.
Güneş panelleri gün boyunca bataryaları şarj eder.
- The solar panels charge the batteries during the day.
Tom saldırı ile suçlanıyor.
- Tom has been charged with assault.
Tom şu anda ağırlaştırılmış saldırı suçuyla yüz yüze.
- Tom currently faces charges of aggravated assault.
Kimse sana kötülük etmeyecek.
- No one's going to harm you.
Hiç kimse sana kötülük etmeyecek.
- No one will harm you.
Tom resmi olarak görevlendirilmedi.
- Tom hasn't been officially charged.
Sevmesen bile bu görevi almalısın.
- Even if you do not like it, you must take charge of it.
... can harm the body. ...
... our troops in harm's way unless it is truly necessary ...