hardness, trouble, labor, distress, cavil

listen to the pronunciation of hardness, trouble, labor, distress, cavil
الإنجليزية - التركية

تعريف hardness, trouble, labor, distress, cavil في الإنجليزية التركية القاموس.

difficulty
güçlük

Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian. - I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.

Yaşlı adam kaçtı ama güçlükle. - The old man escaped, but with difficulty.

difficulty
zorluk

Otobüs durağını bulmakta çok zorluk çektik. - We had much difficulty in finding the bus stop.

Planı gerçekleştirmede biraz zorlukla karşılaşacaksınız. - You'll find some difficulty carrying out the plan.

difficulty
{i} sorun

Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi. - He had no difficulty in solving the problem.

Sorunu çözmede zorluk çektim. - I had difficulty working out the problem.

difficulty
düğüm
difficulty
{i} sıkıntı

Herhangi bir sıkıntı içinde misin? - Are you in any difficulty?

Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste. - If you have any difficulty, ask me for help.

difficulty
be in difficulties parasız kalmak
difficulty
{i} külfet
difficulty
güç şey
difficulty
make veya raise a difficulty güçlük çıkarmak
difficulty
{i} meşakkat
difficulty
{i} sıkıntı, problem. make difficulties zorluk çıkarmak
difficulty
güçlük zorluk
difficulty
itiraz
difficulty
nazlanma
difficulty
{i} engel
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} difficulty