Mary bebek kız kardeşine karşı çok kibardır.
 - Mary is very gentle with her baby sister.
Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
 - Sir Harold is a fine English gentleman.
Tom sevgi dolu ve şefkatli bir beyefendi.
 - Tom is a loving and caring gentleman.
O, kapıyı hafifçe itti.
 - She gave the door a gentle push.
Tom, Mary'yi yavaşça itti.
 - Tom gave Mary a gentle push.
Çocuklarla yumuşak bir sesle konuştu.
 - She spoke to the children in a gentle voice.
Yumuşak bir rüzgar esiyor.
 - A gentle wind is blowing.
Yaşlandıkça, daha hoşgörülü oldu.
 - As he grew older, he became gentler.