gezielt

listen to the pronunciation of gezielt
ألمانية - التركية
belli bir amaca yönelik, hedefli
hedefli
hedeflenen
hedeflenmiş
الإنجليزية - التركية

تعريف gezielt في الإنجليزية التركية القاموس.

specific
özel

O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle ceviz dediğinde verecekti. - Instead of giving Alex a nut each time he said something, she'd only give it when he specifically said nut.

Keşke daha özel olabilsem. - I wish I could be more specific.

specific
(Mühendislik) özgül
specific
belirli

Bizim masumiyetinle ilgili belirli bir kanıtımız var. - We have specific proof of your innocence.

Tom belirli tarihlerden söz etmedi. - Tom didn't mention specific dates.

specific
{s} spesifik

Biraz daha spesifik olabilir misin? - Can you be a little more specific?

Daha spesifik olur musun? - Can you be more specific?

purposefully
amaçlı
specific
{s} özellikli

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

specific
bir türe özgü
specific
kesin
aimed
kastedilmiş
purposefully
mahsus
specific
(Tıp) Türe ait
specific
(sıfat) spesifik, özel, belli, belirli, kendine özgü, özellikli, özgül, kesin
specific
(Tıp) Bir hastalığa mahsus olan
specific
tedavi edici tıb
specific
öze

Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu. - The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.

Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı. - When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.

specific
ağırlık ve miktara göre alınan gümrük vergisine ait
specific
belirli bir mikroptan husule gelen
specific
(isim) özel ilaç, özel amaçlı ilaç