gesprungen

listen to the pronunciation of gesprungen
ألمانية - التركية
(Gramer) springen sprang spränge atlamak, sıçramak
sıçradı
fırladı
الإنجليزية - التركية

تعريف gesprungen في الإنجليزية التركية القاموس.

cracked
çatlak

Tom dizüstü bilgisayarımla kafama vurdu. O şimdi çatlak! - Tom hit me in the head with my laptop. Now it's cracked!

bounded
sınırlandırılmış

Yakınsak bir sıra sınırlandırılmıştır. - A convergent sequence is bounded.

cracked
keçileri kaçırmış
cracked
kafadan kontak
cracked
üşütük
branched
dallı
cracked
{f} çatla

Tom yanlışlıkla telefonunun ekranını çatlattı. - Tom accidentally cracked his phone's screen.

Tom dizüstü bilgisayarımla kafama vurdu. O şimdi çatlak! - Tom hit me in the head with my laptop. Now it's cracked!

bounded
sınırlandır

Yakınsak bir sıra sınırlandırılmıştır. - A convergent sequence is bounded.

branched
Dallanmış, dallı, dallara ayrılmış
cracked
{s} kırık

Odamdaki pencereler kırık. - The windows in my room are cracked.

Kırık test tüpleri, kırık deney şişeleri - Laboratuvarda dikkatsiz öğrencilerin çalışması. - Broken test tubes, cracked beakers - the work of careless students in the laboratory.

bounded
(sıfat) sınırlandırmış
bounded
{s} sınırlandırmış
cracked
(sıfat) çatlak, çatlamış, kaçık, kırık
cracked
crack patla/çatla/patlat
cracked
{s} kaçık
cracked
{s} k.dili. kaçık, çatlak, deli