Kötü bir esnaf aletlerini suçlar.
- A bad tradesman blames his tools.
Esnaf sonraki gün geleceğine söz verdi.
- The tradesman promised to come the next day.
Tom saygın bir işadamıdır.
- Tom is a respectable businessman.
Hans Alman bir işadamıdır.
- Hans is a German businessman.
Babam bir iş adamıdır.
- My father is a businessman.
İyi bir iş adamı nasıl para kazanacağını bilir.
- A good businessman knows how to make money.
Tom, başarılı yakışıklı bir işadamıydı.
- Tom was a successful handsome businessman.
Tom saygın bir işadamıdır.
- Tom is a respectable businessman.
He's a successful businessman.
- Er ist ein erfolgreicher Geschäftsmann.
A Japanese businessman bought the artwork for 200 million yen.
- Ein japanischer Geschäftsmann kaufte das Kunstwerk für 200 Millionen Yen.