Tom may have been at the party last night, but I didn't see him there.
- Tom dün gece partiye gelmiş olabilir ama onu orada görmedim.
Tom may have been here.
- Tom buraya gelmiş olabilir.
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
Can you come at nine?
- Dokuzda gelebilir misin?
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
This smell might come from the oven!
- Bu koku fırından gelebilir!
Who was the greatest philosopher that ever lived?
- Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi?
How does it feel to be the best band ever?
- Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu?
She is coming from England.
- O İngiltere'den geliyor.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
He came bearing a large bunch of flowers.
- O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.
Tom must be getting sleepy.
- Tom'un uykusu gelmiş olmalı.
Tom looks like he's sleepy.
- Tom uykusu gelmiş gibi gözüküyor.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.