Our wedding anniversary is coming soon.
- Evlilik yıl dönümümüz yakında geliyor.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
Cathy is coming to see our baby tonight.
- Cathy bu gece bizim bebeği görmek için geliyor.
Are you coming to the party?
- Partiye geliyor musun?
The hardest academic exam of my life is coming up. Fluid Mechanics.
- Hayatımın en zor akademik sınavı geliyor. Akışkanlar mekaniği.
The exam is coming up next week.
- Sınav gelecek hafta geliyor.
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
She came to see us yesterday.
- O dün bizi görmek için geldi.
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Can you come at nine?
- Dokuzda gelebilir misin?
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
This smell might come from the oven!
- Bu koku fırından gelebilir!
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
There is not past, no future; everything flows in an eternal present.
- Geçmiş ve gelecek yok; her şey sonsuz bir şimdikilikte akıyor.
That sounds good, doesn't it?
- O kulağa hoş geliyor, değil mi?
It seems that you are very happy today.
- Bugün çok mutlusun gibi geliyor.
It seems to me that he is honest.
- O bana dürüst gibi geliyor.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.