ألمانية - التركية
تعريف gegensätze في ألمانية التركية القاموس.
- zıtlar
- gegensatze
- muhalefet
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - التركية
تعريف gegensätze في الإنجليزية التركية القاموس.
- antonyms
- Zıt anlamlılar
- differences
- (Bilgisayar) farklar
Bir İngiliz olarak, o, İngiliz ve Amerikan kullanımı arasındaki farklara özellikle duyarlı.
-As an Englishman, he is particularly sensitive to the differences between English and American usage.
Bir müzisyen seslerdeki küçük farkları anlayabilir.
-A musician can appreciate small differences in sounds.
- differences
- (Bilgisayar) farklılık
Yazar Hollandalı ve Amerikalı öğrencilerle çalışırken hangi kültürel farklılıkları buldu?
-What cultural differences did the author find in working with Dutch and American students?
Tom'un ve benim farklılıklarımız var.
-Tom and I have our differences.
- contraries
- karşıtı
- differences
- farklılıklar
Bu iki ülke arasında önemli farklılıklar var.
-There are significant differences between those two countries.
Tom'un ve benim farklılıklarımız var.
-Tom and I have our differences.
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف gegensätze في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- opposites
- antonyms
- differences
- anticlimaxes
- contrasts
- contraries
- Gegensätze berühren sich.
- Extremes meet
- Gegensätze ziehen sich an.
- Opposites attract
- Die Ausdrücke „schwarz“ und „weiß“ sind Gegensätze.
- The terms "black" and "white" are opposites
- Die USA ist ein großes Land voller Gegensätze.
- The US is a vast and diverse country
- Seine Lyrik ist voller Gegensätze und Kontraste.
- His poetry is full of oppositions and contrasts
- sich versteifen (Gegensätze)
- to harden
المصطلحات ذات الصلة
gegensätze
Resimler
السابق
المفضلات