geceye

listen to the pronunciation of geceye
التركية - الإنجليزية
into the night
towards the night, into the night-time
gece
night

This is a three-star hotel; three hundred dollars a night. - Burası üç yıldızlı bir oteldir; bir gece üç yüz dolardır.

Dima slept with 25 men in one night and then killed them. - Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.

gece
night-time
gece
nighttime

At daytime, we see the clear sun, and at nighttime we see the pale moon and the beautiful stars. - Gündüzleri açık bir güneş görürüz, ve geceleri solgun bir ay ve güzel yıldızları görürüz.

I work in the nighttime. - Ben gece vakti çalışırım.

gece
nocturnal

Cats are nocturnal animals. - Kediler gececi hayvanlardır.

Aardvarks are nocturnal animals. - Yerdomuzları gececil hayvanlardır.

gece
overnight

Men and women made huge amounts of money overnight. - Erkekler ve kadınlar bir gecede büyük miktarlarda para yaptı.

The clothes soaked in water overnight were heavy. - Suda bir gecede ıslanmış elbiseler ağırdılar.

gece
nocturnally
gece
night, nighttime
gece
nocturnal, night
gece
evening, eventide
gece
night; by night, at night; nocturnal, night+
gece
in the night

I didn't dream in the night. - Ben gece rüya görmedim.

I awoke three times in the night. - Gece üç defa uyandım.

gece
at night

The moon shines at night. - Ay geceleyin parıldar.

Most young adults enjoy going out at night. - Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.

gece
noct

Cats are nocturnal animals. - Kediler gececi hayvanlardır.

These are a kind of nocturnal flowers. - Bunlar bir tür gececil çiçeklerdir.

gece
soiree, evening, night, celebration
gece
in the evening

In the evening, I read my son a book. - Geceleri oğlum için kitap okurum.

gece
by night

They have to work by night. - Onlar gece çalışmak zorundalar.

We work by day, and rest by night. - Biz gündüz çalışırız ve gece dinleniriz.

gece
nights

I'd like the most inexpensive room you have for four nights. - Dört gece için sahip olduğunuz en ucuz odayı istiyorum.

Tom performs in a jazz club three nights a week. - Tom bir jazz klübünde haftada üç gece konser veriyor.

التركية - التركية

تعريف geceye في التركية التركية القاموس.

Gece
bece
Gece
tun
Gece
akşam

Mary'nin bu akşam bizim için akşam yemeği hazırlamasına izin vereceğiz. - Mary'e bu gece yemek hazırlaması için izin vereceğiz.

Gece
(Hukuk) LEYİ
Gece
tüşeb
Gece
şeb
Gece
leyl
Gece
tün
gece
Güneş battıktan gün ağarmaya başlayıncaya kadar geçen süre, tün
gece
Gece vaktinde, geceleyin
gece
Eğlence, anma vb. amaçlarla geceleri düzenlenen toplantı
gece
Eğlence, anma vb. amaçlarla geceleri düzenlenen toplantı: "Bütün çalgıları, dansları, şarkıları ve bütün külfetleriyle o geceler geldi çattı."- Y. K. Karaosmanoğlu
gece
Güneş battıktan gün ağarmaya başlayıncaya kadar geçen süre, tün, şeb: "Kel Hasan kumpanyası o gece bir komedi dram oynuyordu."- O. C. Kaygılı
gece
Bu süre içindeki karanlık