التركية - الإنجليزية
تعريف geçindirmek في التركية الإنجليزية القاموس.
- feed
- to support, to maintain
- maintain
- sustain
- support
Tom doesn't earn enough money to support a woman like Mary.
-Tom Mary gibi bir kadını geçindirmek için yeterli para kazanmıyor.
He worked hard to support a large family.
-O, büyük bir aileyi geçindirmek için çok çalıştı.
- to support, sustain, maintain, provide for
- keep up
It takes a lot of money to keep up such a big house.
-Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.
- subsist
- find
- set up
- keep
It takes a lot of money to keep up such a big house.
-Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.
- provide for
- geçin
- get by
It's hard to get by on minimum wage.
-Asgari ücretle geçinmek zordur.
I can't get by on such a small income.
-Böylesine küçük bir gelirle geçinemem.
- geçin
- subsist on
- geçin
- got by
- geçin
- live by
- geçindirme
- sustentation
- geçindirme
- maintenance
- geçindirme
- feeding
- geçindirme
- keeping
- kendi kendini geçindirmek
- pay one's way
- kendini geçindirmek
- shift for oneself
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف geçindirmek في التركية التركية القاموس.
- Geçinmesini sağlamak
- geçindirme
- Geçindirmek işi
المصطلحات ذات الصلة
geçindirmek
الواصلة
ge·çin·dir·mekResimler
السابق
المفضلات