Can you prove the validity of your assertion?
 - İddianızın geçerliliğini ispat edebilir misiniz?
Your argument has no validity.
 - Sizin iddianızın hiçbir geçerliliği yoktur.
Your argument has no validity.
 - Sizin iddianızın hiçbir geçerliliği yoktur.
The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.
 - Toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette son derece tartışmalı bir hal almıştır.
You ought to think over whether the premise is valid or not.
 - Önermenin geçerli olup olmadığı üzerinde düşünmelisin.
Tickets are valid for just two days, including the day they are purchased on.
 - Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir.
This offer is available for five days.
 - Bu teklif beş gün için geçerlidir.
This offer is available for a limited time only.
 - Bu teklif sadece sınırlı bir süre boyunca geçerlidir.
The curfew is in effect until 6:00 in the morning.
 - Sokağa çıkma yasağı, sabah 6.00'ya kadar geçerlidir.
The Julian calendar was in force in Russia.
 - Jülyen takvimi Rusya'da geçerliydi.
The Julian calendar was in force in Russia.
 - Jülyen takvimi Rusya'da geçerliydi.
If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
 - Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
The old belief is still widely current.
 - Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
The law will be effective from the 1st of April.
 - Yasa 1 Nisan'dan itibaren geçerli olacak.
Although I speak passable French, don't expect me to be able to give a speech at Jérôme's wedding.
 - Geçerli Fransızca konuşmama rağmen benim Jérôme'nin düğününde konuşma yapabileceğimi bekleme.
He speaks passable French, but he is clearly more fluent in German.
 - O, geçerli Fransızca konuşuyor ama o anlaşılır biçimde Almancada daha akıcı.