Poor Japanese immigrants were willing to work for low pay.
- Fakir Japon göçmenler düşük ücretle çalışmaya istekliydiler.
Halloween was brought to North America by immigrants from Europe who would celebrate the harvest around a bonfire, share ghost stories, sing, and tell fortunes.
- Cadılar Bayramı Kuzey Amerika'ya, bir şenlik ateşi etrafında hasadı kutlayan, birbirlerine hayalet hikayeleri anlatan, şarkı söyleyen ve fal bakan Avrupalı göçmenler tarafından getirilmiştir.
Fifteen hundred migrants stormed the Channel Tunnel.
- On beş bin göçmen Kanal Tüneli'ne saldırdı.
Thousands of migrants try to cross the Mediterranean every month to reach Europe.
- Binlerce göçmen Avrupa'ya ulaşmak için her ay Akdeniz'i geçmeye çalışıyorlar.
The indigenous population took up arms against the settlers.
- Yerli nüfus göçmenlere karşı silaha sarıldı.
The settlers learned that the land in the valley was fertile.
- Göçmenler vadideki toprağın verimli olduğunu öğrendiler.
Many migratory birds come to this pond every year in winter.
- Her yıl kış aylarında birçok göçmen kuş bu gölete gelir.
In autumn the migratory birds fly south.
- Sonbaharda göçmen kuşları güneye uçar.
The emigrants have endured physical and mental pain.
- Göçmenler fiziksel ve ruhsal acıya dayandılar.
The ship carried hundreds of emigrants to the US.
- Gemi yüzlerce göçmeni Amerika'ya taşıdı.
Many migratory birds come to this pond every year in winter.
- Her yıl kış aylarında birçok göçmen kuş bu gölete gelir.
The swift is a small migratory bird of the family Apodidae.
- Ebabil Apodidae ailesinin küçük bir göçmen kuşudur.