O, zalim bir kişidir.
- He is a cruel person.
İnsanlar zalim hükümdara direndi.
- The people resisted their cruel ruler.
Onun o kadar acımasız bir şey yapma yeteneğine sahip olduğunu hiç düşünmemiştim.
- I never thought he was capable of doing something so cruel.
Bu acımasız kaderin güzel bir örneği.
- It's a perfect example of cruel fate.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom seems awfully tired.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Aşırı derecede pahalı.
- It's awfully expensive.
Onun sorusuyla kafam son derece karıştı.
- I was awfully confused by his question.
O son derece sıska idi.
- He was awfully skinny.
It's awfully cold today.
- Es ist furchtbar kalt heute.