تعريف fuera في الأسبانية التركية القاموس.
- çıkıp
- cık dışarı
- tüken
- dışarıdaki
- dışardan
- dışarı cık
- dışındaki
- dışarı
Dışarısı soğuk, bu yüzden o, odanın içine geldi.
-Fuera hacía frío, así que entró en la habitación.
Bu bina dışarıdan dikkat çekici değildir ama içine bakarsanız çok güzel bahçeli bir iç avlu vardır.
-Por fuera este edificio no es notable, pero si mira usted adentro, hay un hermoso patio interior.
- dışarıda
Dışarıda bekleyen bir taksi var.
-Hay un taxi esperando fuera.
Dışarıda bekleyebilir misin?
-¿Puedes esperar fuera?
- asım
- cık
- dışarıya
- dışarı çıkarmak
- dışına
- kalmamış
- dışında
Tüm arkadaşlarım şehir dışındalar.
-Todos mis amigos están fuera de la ciudad.
- dış
Ne zaman arasam o dışarıdadır.
-Siempre que llamo está fuera.
Duvarın iç kısmı beyaz, dış kısmı ise yeşil renkte.
-La pared es blanca por dentro y verde por fuera.
- ortaya
- dış kaynaklı
- çıkış
- dışından
- dış kısım
- çıkmış
- dışta
تعريف fuera في الأسبانية الإنجليزية القاموس.
- offside
- away
She was in charge of the office while I was away on a trip to Kyoto for a week.
-Ella estaba a cargo de la oficina mientras yo estaba fuera por una semana en un viaje a Tokio.
He is away from home.
-Él está fuera de casa.
- out
- without
- abroad, outside
- shoo
- off
She was in charge of the office while I was away on a trip to Kyoto for a week.
-Ella estaba a cargo de la oficina mientras yo estaba fuera por una semana en un viaje a Tokio.
If I were you, I would accept his offer.
-Yo si fuera tú, aceptaría su oferta.