frischen

listen to the pronunciation of frischen
ألمانية - التركية
tazelemek, yenilemek
الإنجليزية - التركية

تعريف frischen في الإنجليزية التركية القاموس.

fresh
{s} taze

Tazelik bizim önceliğimizdir. - Freshness is our top priority.

Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır. - Flowers and trees need clean air and fresh water.

fresh
{s} körpe
fresh
fresh air camp açık hava kampı
fresh
yaş

O balık tatlı suda yaşar. - That fish lives in fresh water.

Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşamaktadır. - Fish like carp and trout live in fresh water.

fresh
dirilik
fresh
kütür kütür
decarburization
dekarbürasyon
decarburization
karbonsuzlaşma
fresh
yorulmamış
fresh
dinç

Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim. - Although I came back late from the party last night, I was as fresh as a daisy in the morning.

fresh
arsız
fresh
çiçeği burnunda
fresh
sulu
fresh
tatlı temiz
fresh
küstah

Bana karşı küstahlık yapma. - Don't be fresh to me.

decarburization
dekarbürasyon, karbonsuzlasma
decarburization
KARBONSUZLA$TIRMA
fresh
{s} günlük
fresh
{s} yüzsüz