Onlar 12:00'de ziyafet verdiler.
- They had a banquet at 12:00.
Bu gece ziyafette takmak için bir kolye ödünç aldım.
- I borrowed a necklace to wear to the banquet tonight.
Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- My mother is busy cooking dinner.
Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
- Shall I cook dinner for you?
Biz iki Amerikalı erkek ve iki Alman bayanla akşam yemeği yemek için çıktık.
- We went out to dinner with two American men and two German ladies.
Tom, akşam yemeği için ne yemek istersin?
- Tom, what would you like to have for dinner?