fehlerlos

listen to the pronunciation of fehlerlos
ألمانية - التركية
hatasiz, yanlissiz, kämil, ayıpsiz, pürüzsüz; kusurdan ari (od. beri); ^ arbeitend yanilmaz
hatasız
الإنجليزية - التركية

تعريف fehlerlos في الإنجليزية التركية القاموس.

flawless
{s} kusursuz

Kusursuz hassasiyet, ölçümde gereklidir. - Flawless precision is required in the measurements.

Her iki yöntem kusursuz çalıştı. - Both methods worked flawlessly.

sound
(İnşaat) ses

Klavsenin sesini çok severim. - I like the sound of harpsichord very much.

Sırtlanın havlaması kahkaha gibi ses çıkarıyor. - The hyena's bark sounds like laughter.

flawless
özürsüz
sound
akıllıca (davranış)
sound
geniş boğaz
flawless
mükemmel

Tom mükemmel Japonca konuşur. - Tom speaks flawless Japanese.

immaculately
kusursuz/lekesiz şekilde
sound
ses çıkarmak

Bir yerli konuşan gibi ses çıkarmak istiyorsan bu çok iş gerektirir. - If you want to sound like a native speaker, it'll take a lot of work.

İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin. - You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.

sound
etki

Tom etkilenmiş görünüyor. - Tom sounds impressed.

flawless
{s} lekesiz
flawless
{s} defosuz
immaculately
z. lekesiz olarak, tertemiz bir şekilde
sound
{f} sondayla bakmak
sound
{f} muayene etmek
sound
{f} söylemek
sound
(fiil) ses vermek, ses çıkarmak, çalınmak, etki bırakmak, çalmak, belli etmek, söylemek, muayene etmek, iskandil etmek, araştırmak, sondayla bakmak, sonda ile yoklamak, derıne dalmak (balina), ağzını aramak
ألمانية - الإنجليزية