Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
 - Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
Yangın geniş çaplı hasara neden oldu.
 - The fire caused extensive damage.
Dr. Svensen konuyu öyle geniş bir şekilde araştırdı ki onun kaynakçası kitabının yarı ağırlığını oluşturuyor.
 - Dr. Svensen researched the issue so extensively that his bibliography makes up half the weight of his book.
O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
 - She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
Bölgede yoğun sağanak bekleniyor.
 - Extensive rainfall is expected throughout the region.
Zarar çok geniş çaplıdır.
 - The damage is too extensive.
Sel köye büyük hasar verdi.
 - The flood did the village extensive damage.
Hokkaido'daki deprem büyük hasara sebep oldu.
 - The earthquake in Hokkaido caused extensive damage.