Böyle kuşkulu görünme.
- Don't look so suspicious.
Her şey hakkında çok kuşkulusun.
- You're too suspicious about everything.
Şüpheli bir şey fark ettin mi?
- Did you notice anything suspicious?
Tom'la ilgili özgeçmiş kontrolü biraz şüpheli çıktı.
- The background check on Tom turned up suspiciously little.
Neden her zaman çok kuşkucusun?
- Why are you always so suspicious?
Kuşkucu olduğum için beni suçlayamazsın.
- You can't blame me for being suspicious.
Onlar her şey hakkında fazla şüphecidirler.
- They are too suspicious about everything.
Sami, Leyla hakkında çok şüpheciydi.
- Sami was very suspicious about Layla.
Tom muhtemelen hâlâ şüpheli olacak.
- Tom will probably still be suspicious.
Tom muhtemelen şüpheli olacak.
- Tom will likely be suspicious.