Ben dışarı çıkmak istemiyorum.
- I don't want to go out.
Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
- Would you like to go out to have a drink somewhere?
Benimle flört etmek ister misin?
- Would you like to go out with me?
Tom'un köpeği dışarı gitmek istedi.
- Tom's dog wanted to go outside.
Şu anda dışarı gitmek tehlikeli.
- It's dangerous to go outside right now.
Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
- I can't go out because I have a lot of homework.
Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
- I wish you would shut the door when you go out.
Hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmak iyi bir fikir değil.
- It's not a good idea to go out after dark by yourself.
Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
- It's fun to go out with him.