تعريف erzeugend في الإنجليزية التركية القاموس.
- producing
- {i} üretme
Mahsulleri üretmek için yeni bir yöntem öğrenmek amacıyla Amerika'ya gitti.
- He went to America for the purpose of learning a new method of producing crops.
İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.
- Man is the only creature that consumes without producing. He does not give milk, he does not lay eggs, he is too weak to pull the plough, he cannot run fast enough to catch rabbits.
- cloning
- Kopyalama
Kopyalama hakkında ne biliyorsun?
- What do you know about cloning?
- causing
- (Dilbilim) ettirme
- cloning
- (Denizbilim) soykümeleme
- cloning
- (Tıp) klonlama
Amcası insan klonlama gelişimini onayladı.
- His uncle approved the development of human cloning.
İnsanları klonlamak ciddi etik sorunlara neden olur.
- Cloning people raises serious ethical problems.
- engendering
- yol açmak
- engendering
- doğurma
- causing
- {f} neden ol
Çevre kirlenmesi anormal hava koşullarına neden oluyor.
- Environmental pollution is causing abnormal weather conditions.
O sese ne neden oluyor?
- What's causing that sound?
- generating
- {f} üret
- producing
- {f} üret
Mahsulleri üretmek için yeni bir yöntem öğrenmek amacıyla Amerika'ya gitti.
- He went to America for the purpose of learning a new method of producing crops.
Fabrikalar her zamankinden daha çok üretiyorlardı.
- Factories were producing more than ever before.
- producing
- {i} üretici
- causing
- sebep olan
Kovanlarına sebep olan şey bu olabilir.
- That may be what's causing your hives.
Tüm soruna sebep olan sensin.
- You're the one causing all the trouble.
- generating
- üreterek
- cloning
- Eşlenkleme
- cloning
- Eşlenikleme Ayarları
- generating
- (Nükleer Bilimler) üretim
- producing
- üreten
- producing
- üretken
- producing
- (isim) üretme
