enkazın

listen to the pronunciation of enkazın
التركية - الإنجليزية

تعريف enkazın في التركية الإنجليزية القاموس.

enkaz
wreck

The next day the wreck of the ship was discovered on the shore. - Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.

He identified the wreck of the Titanic. - O, Titanik'in enkazını tanıttı.

enkaz
{i} debris

There was debris everywhere. - Her yerde enkaz vardı.

Tom looked through the debris on the floor. - Tom yerdeki enkaza baktı.

enkaz
{i} rubbish
enkaz
wreckage

Many survivors were rescued from the wreckage. - Birçok felaketzede enkazdan kurtarıldı.

Tom escaped unscathed from the wreckage. - Tom enkazdan yara almadan kurtuldu.

enkaz
salvage
enkaz
(Askeri) rubble

Many survivors were rescued from the rubble of the collapsed building. - Birçok felaketzede çöken binanın enkazından kurtarıldı.

enkaz
{i} wrecking
enkaz
ruins

They were hunting for bodies among the ruins. - Onlar enkaz arasında ceset arıyorlar.

enkaz
wrack
enkaz
carcase
enkaz
wreckage, wreck, debris, ruins
enkaz
wreckage; debris; ruins
enkaz
carcass
التركية - التركية

تعريف enkazın في التركية التركية القاموس.

ENKAZ
(Osmanlı Dönemi) Yıkıntı, yıkılmış şeyin artıkları. Harabenin parçaları
Enkaz
(Hukuk) NİKZ
enkaz
Yıkıntı, döküntü, çöküntü