التركية - الإنجليزية
تعريف enayî في التركية الإنجليزية القاموس.
- enayi
- sucker
Where's my money? What money? You owe me money. I don't owe you, sucker!
-Param nerede? Ne parası? Bana para borçlusun. Benim sana borcum yok, enayi!
Don't say I'm a sucker.
-Benim bir enayi olduğumu söyleme.
- enayi
- chump
Sympathy is for chumps.
-Sempati enayiler içindir.
- enayi
- goat
- enayi
- fall guy
- enayi
- mug
- enayi
- foolish
- enayi
- muggins
- enayi
- fool, booby, sucker, dupe, chump, mug, patsy, gull; gullible, credulous
- enayi
- pigeon
- enayi
- schlemihl
- enayi
- gull
I'm not a gullible person.
-Ben enayi bir insan değilim.
- enayi
- gudgeon
- enayi
- set up
- enayi
- schlepper
- enayi
- dupe
Man, you're a fucking dupe.
-Adam, sen kahrolası bir enayisin.
- enayi
- schlemiel
- enayi
- fool
Tom certainly fooled us all.
-Tom kesinlikle hepimizi enayi yerine koydu.
You aren't fooling me.
-Beni enayi yerine koymuyorsun.
- enayi dümbeleği
- idiot
- enayi dümbeleği
- slang a prize idiot, a complete oaf, a real dolt
- enayi pilakisi
- slang idiot, fool, stupid oaf
- enayi yerine koymak
- fool
- enayi
- stupid
- enayi
- credulous
- enayi
- (Konuşma Dili) born yesterday
- enayi
- dummy
- enayi
- gullible
I'm not a gullible person.
-Ben enayi bir insan değilim.
- enayi
- boob
- enayi
- booby
- enayi
- patsy
- enayi
- setup
- eski enayi biçimi
- slang outdated clothes; out of fashion
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف enayî في التركية التركية القاموس.
- ENAYi
- Fazla bön, avanak, et kafalı, budala: "İyice buldum kafayı, sen daha bulmadıysan enayisin."- A. İlhan
- enayi
- Fazla bön, avanak, et kafalı, budala
- enayi
- Nazım Hikmet'in bir oyunu
- enayi
- Budala, ahmak, saf
- enayi dümbeleği
- Çok enayi