en yaşlı

listen to the pronunciation of en yaşlı
التركية - الإنجليزية
eldest

The eldest of the three boys is Tom. - Üç çocuktan en yaşlısı Tom'dur.

He is the eldest in his class. - O sınıfında en yaşlıdır.

oldest

Tom was the oldest person in the room. - Odadaki en yaşlı kişi Tom'du.

Tom is so old that even the oldest in the village first knew him as an old man. - Tom öylesine yaşlıydı ki köydeki en yaşlı bile önceleri onu yaşlı bir adam olarak biliyordu.