en az

listen to the pronunciation of en az
التركية - الإنجليزية
at least

This pencil cost me at least a hundred bucks. - Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.

Brush your teeth twice a day at least. - Dişlerini günde en az iki kez fırçala.

least

This pencil cost me at least a hundred bucks. - Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.

We must sleep at least seven hours a day. - Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.

at the least
min

Tom calls Mary every night and talks with her for at least 45 minutes. - Tom her gece Mary'yi arar ve onunla en az 45 dakika konuşur.

I don't know when the meeting started, but it started at least thirty minutes ago. - Toplantının ne zaman başladığını bilmiyorum ama en az otuz dakika önce başladı.

(Bilgisayar) more than
fewest
(Bilgisayar) min length
merest
(deyim) rock bottom
a good

At least somebody is having a good time. - En azından biri iyi vakit geçiriyor.

Movers don't like people who read books. But at least they have a good reason. - Nakliyeciler kitap okuyan insanlardan hoşlanmazlar. Ama en azından iyi bir nedenleri var.

leastways
minimal
fully
at a mere
at least to
for at least
minimum

The job will take a minimum of ten days. - İş en az on gün alır.

The job will take a minimum of ten days. - Bu iş en az on gün sürecek.

a) minimal, least b) at least, fully
enaz
marginal
enaz
infimum
التركية - التركية
edna
ekal
(Hukuk) LAAKAL