His life after retirement was unhappy.
- Emeklilikten sonraki hayatı mutsuzdu.
Tom took the early retirement package the company offered.
- Tom şirketin sunduğu erken emeklilik paketini aldı.
Singapore's Central Fund provides pensions.
- Singapur'un Merkez Fonu emeklilik sağlar.
It was hard for him to live on his small pension.
- Onun küçük bir emeklilik maaşıyla yaşaması zordu.
I have no regrets about retiring.
- Emeklilik konusunda pişmanlık duymuyorum.
Who said anything about retiring?
- Kim emeklilik hakkında bir şey söyledi?
He doesn't have a job. He's retired.
- Onun bir iş yok. O emeklidir.
Tom was named the head of the organization after the director retired.
- Müdür emekli olduktan sonra Tom kuruluşun başına tayin edildi.
I became a retiree after working for forty-five years in a cubicle.
- Kırk beş yıl boyunca bir hücrede çalıştıktan sonra emekli oldum.
The stock market crash forced many retirees back into the job market.
- Borsa krizi birçok emekliyi yeniden iş piyasasına zorladı.
She's a widow and a pensioner, and faces many hardships.
- O dul ve emeklidir ve birçok zorluklarla karşı karşıyadır.
Do you ever think about retiring?
- Hiç emekli olmayı düşünüyor musun?
My father is retiring next spring.
- Babam önümüzdeki İlkbaharda emekli oluyor.