التركية - الإنجليزية
تعريف elması في التركية الإنجليزية القاموس.
- elmas
- diamond
Diamond is essentially hard.
-Elmas doğal olarak serttir.
My mother had no choice but to part with her diamond ring.
-Annemin elmas yüzüğünü satmaktan başka seçeneği yoktu.
- elmas
- (Tabiat Doğa) (mineral, maden) diamond
- elmas
- diamond-tipped glass cutter, diamond
- elmas
- rock
- elmas
- spark
The stars sparkle like diamonds.
-Yıldızlar elmas gibi parıldıyor.
Her eyes sparkled like diamonds.
-Onun gözleri elmas gibi parladı.
- misket elması
- (Gıda) muscatel apple
- elmas
- diamond glass cutter
- elmas
- glass diamond
- elmas
- glazier's diamond
- elmas
- glass cutter
- adem elması
- Adam's apple
- cennet elması
- diamond heaven
- elmas
- diamant
- elmas
- diamond cutter
- cam elması
- glass cutter
- camcı elması
- diamond-tipped glass cutter, diamond
- camcı elması
- glazier's diamond
- elmas
- diamond; glazier's diamond, glass cutter
- fil elması
- (Tabiat Doğa) (bitki) elephant apple, wood apple
- hint yer elması
- yam
- kaşıkçı elması the largest diamond
- in the jewel collection of the Ottoman imperial house
- kış elması
- keeping apples
- yaban elması
- crab apple
- yer elması
- Jerusalem artichoke
- yer elması
- sweet potato
- yer elması
- Jerusalem
- ıngiliz elması
- costard
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف elması في التركية التركية القاموس.
- cennet elması
- (Botanik, Bitkibilim) Kaki, Cennet elması (Diospyros kaki), Çin ve Japonya'da doğal olarak yetişen bir ağaç türü ve bunun meyvesine verilen addır
- yer elması
- (Botanik, Bitkibilim) Bu bitkinin besin olarak yararlanılan kök sapı
- yer elması
- (Botanik, Bitkibilim) Birleşikgillerden, kök sapları yumru durumunda olan bir bitki (Helianthus tuberosus)
- Amerika elması
- Antep fıstığıgillerden, Amerika'da yetişen bir ağaç, bilâder ağacı (Anacardium occidentale)
- Amerika elması
- Bu ağacın badem biçiminde çekirdekli, armuda benzer yemişi
- ELMAS
- (Osmanlı Dönemi) Küçük kaşlı olan
- Elmas
- (Osmanlı Dönemi) HADAKA
- Japon elması
- Japonya'ya özgü bir bitki türü
- camcı elması
- Ucundaki küçük, dönebilen elmas parçası ile camı çizerek kesmeye yarayan araç
- dağ elması
- Yabanî elma
- deve elması
- Çakırdiken
- elmas
- Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş
- elmas
- Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş: "Eline geçen elması eve taşıyor, içi kasalı aynalı dolaba kutu kutu istif ediyormuş."- R. H. Karay
- elmas
- Elmas taşlarıyla süslenmiş
- elmas
- (Osmanlı Dönemi) en saf karbon olan ve cam gibi şeffaf, parlak maden
- elmas
- Billurlaşmış arı karbon
- elmas
- Elmastıraş
- elmas
- çok sert, kırılgan, billurlaşmış arı karbon
- ferik elması
- Ferik
- fil elması
- Turunçgillerden, Hindistan'da yetişen bir ağaç (Feronia elephantum)
- fil elması
- Bu ağacın yenilen meyvesi
- kiraz elması
- Kırmızı, küçük ve sert bir elma türü
- pamuk elması
- Pamuk telleri ve tohumla dolu bir kapsülden oluşan pamuk bitkisinin meyvesi
- şeytan elması
- Tatula
المصطلحات ذات الصلة
elması
الواصلة
el·ma·sıResimler
المفضلات