eintreffen

listen to the pronunciation of eintreffen
ألمانية - التركية
الإنجليزية - التركية

تعريف eintreffen في الإنجليزية التركية القاموس.

arrive
{f} varmak

Nancy asla zamanında varmaktan geri kalmaz. - Nancy never fails to arrive on time.

Öğleden sonra erken saatlerde Kennedy Havaalanına varmak istiyorum. - I want to arrive at Kennedy Airport early in the afternoon.

arrive
{f} ulaşmak

İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar! - Firefighters are trying desperately to reach the scene of the accident. Let's hope they arrive before it's too late!

arrive
{f} varmak; gelmek: When will we arrive? Ne zaman varacağız? Has the mail arrived? Posta geldi mi?
arrive
{f} gelmek

Erken gelmek için elimden geleni yapacağım. - I'll try my best to arrive early.

İşyerine ter içinde gelmek istemiyorum. - I don't want to arrive all sweaty at work.

arrive
varış
arrive
gelen kimse
arrive
arrival geliş
arrive
{f} başarı kazanmak
arrive
dönmek
arrive
bir ereğe ulaşmak
arrive
doğmak
arrive
yetişmek
arrive
gelip çatmak
arrive
ulaş

Okula saat dokuzdan önce ulaşmalısın. - You should arrive at school before nine.

Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı. - Truman arrived at the White House within minutes.

arrive
üstesinden gelmek
arrive
gelip dayanmak
ألمانية - الإنجليزية
arrival /arr./
to come true
arrive

Tom doesn't know for certain when Mary will arrive. - Tom weiß nicht sicher, wann Mary eintreffen wird.

The train will arrive at the station before noon. - Der Zug wird vor der Mittagsstunde im Bahnhof eintreffen.

(an einem Ort) eintreffen
to arrive (in a place) (person)
Hebelverschluss bis zum Eintreffen der Endlageüberwachung (Bahn)
check locking of the block (railway)
Sie wird Mitte der Woche eintreffen.
She'll be arriving midweek
sich melden (sein Eintreffen bekanntgeben)
to announce oneself