O herkes tarafından sevilir.
- She is loved by everyone.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
- I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
Her birimiz elinden geleni yapmalı.
- Each one of us should do his best.
Herkes benim gibi olsaydı dünya çok daha iyi bir yer olurdu.
- If everybody were me, the world would be a much better place.
Bazen bana dünyadaki herkes İngilizce konuşuyormuş gibi geliyor.
- Sometimes it seems to me as though everybody in the world speaks English.
Herkes seni bekliyor.
- Everybody's waiting for you.
Herkes haberi biliyor.
- Everybody knows the news.