ألمانية - التركية
تعريف eilig في ألمانية التركية القاموس.
- acelesi olan; evgin, ivedili, ivgin, müstacel
- {'aylih} acele, ivedili
- 'aylih acele, ivedili
- acele eden
- müstacel
- ivedili
- ivgin
- evgin
- es eilig haben
- acelesi olmak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - التركية
تعريف eilig في الإنجليزية التركية القاموس.
- hastily
- apar topar
- apace
- süratle
- apace
- hızla
- hastily
- aceleyle
Tom aceleyle bavulunu topladı.
-Tom hastily packed his bags.
Kızı aceleyle sarı evin arkasında saklandı.
-His daughter hastily hid behind the yellow house.
- hastily
- telaşla
- hastily
- süratle
- apace
- z. çabuk, hızla, süratle: The project is proceeding apace. Proje çabuk ilerliyor
- apace
- çabucak
- apace
- çabuk
Kötü haber çabuk yayılır.
-Ill news comes apace.
- hastily
- aceleci bir şekilde
- hastily
- alelacele
Meseleyi daha tam anlamadan, alelacele fikrini söyledi.
-Before understanding the situation clearly, he hastily gave his opinion.
- hastily
- acilen
O acilen isimlerimizi not etti.
-He hastily wrote down our names.
- hastily
- acele
Tom aceleyle valizini hazırladı.
-Tom hastily packed his suitcase.
Tom aceleyle bavulunu topladı.
-Tom hastily packed his bags.
- hastily
- z. aceleyle
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف eilig في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- apace
- hurriedly
- hastily
- precipitate
- on the hoof
- time-critical
- rapid
- precipitately
- hasty
- precipitant
- hotfoot
- urgent
- Er raffte eilig seine Sachen zusammen und ging fort.
- He hastily gathered his things and left
- Hast du es eilig?
- Are you in a hurry?
- Sie haben es damit nicht besonders eilig.
- They're taking their time about it
- Warum so eilig?
- What's the hurry/rush?
- Wir haben es mit dem Verkauf des Hauses nicht eilig.
- We are in no rush to sell the house
- es eilig/pressant haben
- to be in a hurry/rush