I won't be able to practice.
- Egzersiz yapamayacağım.
He put emphasis on the importance of the exercise.
- O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı.
Running is good exercise.
- Koşmak iyi egzersizdir.
The exercises did her good.
- Egzersizler onu iyileştirdi.
I like to do a few exercises to loosen up before I run.
- Koşmadan önce gevşemek için birkaç egzersiz yapmayı severim.
Tom works out in a gym near his house.
- Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor.
Tom goes to the local gym to work out.
- Tom egzersiz yapmak için yerel spor salonuna gidiyor
Taking moderate exercise will keep you healthy.
- Ilımlı egzersiz yapmak sizi sağlıklı tutacaktır.
What's your favorite time of day to exercise?
- Egzersiz yapmak için günün en sevdiğin vakti nedir?
Tom goes to the local gym to work out.
- Tom egzersiz yapmak için yerel spor salonuna gidiyor