eatable

listen to the pronunciation of eatable
الإنجليزية - التركية
yenilebilir durumda
yenir
yenebilir
{s} yenilebilir
food
yiyecek

Bu yiyecek sağlıksız. - This food is unhealthy.

Mağdur kimselerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamalıyız. - We must provide food and clothes for the victims.

food
{i} besin

Besinin kolay sindirebilmesi için iyi çiğnenmesi gerekir. - Food must be chewed well to be digested properly.

Besin yutulmadan önce çiğnemeli. - Food should be chewed before being swallowed.

food
yemek

İtalya'da yemekler harikaydı. - The food was great in Italy.

Çeşitli Türk restoranlarında, şiş kebap ana yemektir. - In various Turkish restaurants, shishkabob is the main food.

edible
yenmesinde sakınca olmayan
edible
(Tarım) sofralık
food
(Tıp) aliment
food
taam
food
nevale
food
manca
edible
yenilebilir

Ben yenilebilir pirinç kağıdı ve karamele sarılmış bir muz yedim. - I ate a banana wrapped in edible rice paper and caramel.

Bu balık yenilebilir durumda değil. - That fish is not edible.

edible
yenir
eatables
{i} yiyecek
eatables
{i} gıda maddeleri
edible
{s} yemeklik
edible
(Tıp) Yenir, yenen, yenilebilen (yenilebilen mantar gibi)
edible
{i} yiyecek
edible
{s} yenebilir
eatable
المفضلات