Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.
 - They live on the floor above.
Yukarıda verilen örneğe bak.
 - See the example given above.
Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
 - The clouds above moved fast.
Önemli! Yukarıdaki cümleye çeviri eklemek üzeresiniz.
 - Important! You are about to add a translation to the sentence above.
Bir buzdağının su altındaki parçası su üstündeki parçasından çok daha büyüktür.
 - The part of an iceberg under the water is much larger than that above the water.
Beş rubleden fazla ödeme yapmayınız.
 - Don't go above five rubles.
Bu kitabı her şeyden fazla seviyorum.
 - I love this book above all.
O, onura her şeyden daha çok değer verir.
 - He values honor above anything else.
Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
 - The above-mentioned mail item has been duly delivered.
O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
 - She is certainly above forty.
Televizyon şiddet gösteriyor, her şeyden önce daha genç insanları etkiler.
 - Television shows violence, which influences, above all, younger people.
Onlar, her şeyden önce, barış içinde yaşamak istiyor.
 - They want, above all things, to live in peace.
Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.
 - I cannot afford a camera above 300 dollars.
Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
 - You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.