التركية - الإنجليزية
تعريف dostluklar في التركية الإنجليزية القاموس.
- dostluk
- friendship
True friendship is priceless.
-Gerçek dostluk bedelsizdir.
We are bound to each other by a close friendship.
-Biz yakın bir dostluk ile birbirimize bağlıyız.
- dostluk
- relationship
- dostluk
- fellowship
- dostluk
- {i} neighbourliness
- dostluk
- companionship
- dostluk
- connexion
- dostluk
- trawler
- dostluk
- intimacy
- dostluk
- amicability
- dostluk
- comradeship
- dostluk
- concord
- dostluk
- amity
- dostluk
- society
- dostluk
- cordiality
- dostluk
- congeniality
- dostluk
- neighborliness
- dostluk
- good fellowship
- dostluk
- friendship, amity, concord; company
- dostluk
- neighbourliness [Brit.]
- dostluk
- attachment
- dostluk
- camaraderie
All I want is some camaraderie.
-Bütün istediğim biraz dostluk.
- dostluk
- friendliness
No one expects friendliness these days.
-Bu günlerde hiç kimse dostluk beklemiyor.
Friendliness is a thing of the past.
-Dostluk geçmiş hakkında bir şeydir.
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف dostluklar في التركية التركية القاموس.
- Dostluk
- (Osmanlı Dönemi) HULULE
- Dostluk
- (Osmanlı Dönemi) MUSADEKA
- Dostluk
- (Osmanlı Dönemi) MÜVALAT
- Dostluk
- (Osmanlı Dönemi) HUBBE
- Dostluk
- (Osmanlı Dönemi) VELAYET
- Dostluk
- (Osmanlı Dönemi) YÂRÎ
- Dostluk
- (Osmanlı Dönemi) BİTANE
- dostluk
- Dost olma durumu; dostça davranış
- dostluk
- Dostça davranış: "Kayınpederinden gördüğü dostluğa karşı kendisine bir yazlık takım ısmarladı."- R. H. Karay
- dostluk
- Dost olma durumu
المصطلحات ذات الصلة
dostluklar
الواصلة
dost·luk·larResimler
السابق
المفضلات